Tuesday, December 2, 2008

Sohbet 1: İnsanın Yaradılışı ve Vazifesi

Bismillahirrahmanirrahim

Ey aslını öğrenmek isteyen insan! Bu alemde ilk ve en önemli vazifen nereden geldiğini, ne için geldiğini ve nereye gideceğini aramak ve öğrenmektir. Bu aleme gelirken nasıl ki gelmemek elinde değildi, giderken de gitmemek elinde değil. Bu dönüş emri gelmeden sen kendini bil ki Rabbini de tam olarak bilesin ve ona hakkı ile kulluk edesin. Bunu yapmanın yoldu da ilim kapısından girmektir.

Allah(c.c.)’nun Resulüne ilk indirdiği emr-i ayeti ikra (oku) idi. Yanlız okumak yetmiyor. İnsanın okuduğunu anlayıp amel etmesi lazımdır. Zira Zümer suresinde “Bilenle bilmeyen bir olur mu?” (39/9) buyurulmuştur. Kendini bilen anlar ki Allah(c.c.) insana verdiği değeri hiçbir yaratığa vermemiştir. Allah şöyle buyurmuştur: “Hani Rabbin meleklere ‘Ben muhakkat yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti” (2/30). İnsan halifetullahtır. Bir hadis-i şerifte Allah buyuruyor ki: “Ey insan! Her şeyi senin için, seni kendim için yarattım.”

Önce kendimizi tanıdıktan sonra Rabbimizi bilelim. Hz. İbrahim gibi. O bir mağarada büyüdü. 9-10 yaşlarına iken bir gece evi olan mağaradan dışarı çıktı ve alemi, kainatı müşahede etti. Yıldızları, ayı ve geceyi seyretti. Sabahleyin güneşin doğuşunu ve gündüzü izledi. Yıldızlar, ay, güneş, gece ve gündüz…Birkaç saat içinde hepsi değişiyordu. Hiçbiri sabit, kalıcı değildi. Hz. İbrahim dedi ki “Bunların hiçbirisi Allah olamaz, muhakkak Allah bunların hepsini yaratan ve hiç değişmeyendir. ” Bir sure sonra annesi babası uyandıklarında İbrahim’i yatağında görmeyince telaşlandılar, hemen koşup yanına geldiler. İbrahim anasına sordu: “Anneciğim senin Rabbin kim?” Anası cevaben “Baban Azerdir” dedi. O devirde kadınların hiçbir söz hakkı yoktu, kocalar adeta bir tanrı gibiydi. Sonra babasına sordu: “Babacığım peki senin Rabbin kim?” Babası da “Nemruddur” dedi. O zamanlar Nemrud ilahlık davası güdüyordu. Sonra Hz. İbrahim sordu: “Peki Nemrud’un Rabbi kim? Onu kim yarattı? ” Bunun üzerine babası İbrahim’e bir tokat vurdu. “Sus! O kendini yarattı” dedi. Hz. İbrahim de cevaben “Hiç ihtiyarlayıp acıkan, hasta olup uyuyan ve sonunda ölen bir Allah olur mu? Onun bizlerden dahi haberi yok. ”

Ey insan, mağarada 9-10 yıl yaşadıktan sonra bir gece dışarı çıkıp aleme bakan bir çocuk ki Allahı hemen tanıdı, O yaratandır, yaratılan değildir dedi, bizler şimdi bu teknoloji ve bilgi ile Allahımızı bulamaz isek yazık bizim yaşadığımız bu ömre ve hayata. Bizleri insan olarak yaratan O Allah’a şükürler olsun.

Kıymetli kardeşlerimiz, gelin biraz olsun Allah’ı tanıyalım, ve ruhlar aleminde yaratılışımızdan ana rahmine intikal edişimizi, dünyaya gelişimizi, kader, hayır ve şerrin tecelliyatını ve bu kısacık hayattan sonra Allah’ın bizleri geri çağırması ile bizlerin dosdoğru geldiğimiz ahiret yurduna döneceğimizi düşünelim. “Biz Allahın kullarıyız ve ancak ona döneriz.” (2/156)

Bir sonraki sohbetimizde Allahu Teala’nın sıfatları ile Rabbimizi tanıyalım ve kainatın, mahlukatın yaradılışı üzerine hep birden ilim edinelim.

“Amel defterleri açıldığı (savrulduğu) zaman, gökyüzü sıyrılıp açıldığı zaman, cehennem alevlendirildiği zaman, cennet yaklaştırıldığı zaman, her can (canlı) ne yapıp getirdiğini bilir.” (81/10-14)

Ey adem evlatları, gelin o gün gelmeden kendimizi o güne hazırlayalım. Unutmayalım ki insan bir halifedir.

No comments: